-
1 aufhören
aufhören v/i <-ge-, h> bitmek; kes(il)mek;hör auf! yetişir!; yapma!;sie hörte nicht auf zu reden lafı bırakmıyordu;fam ohne aufzuhören durmadan, durup dinlenmeden -
2 nichts
nichts indef pron hiçbir şey (değil);nichts ahnend hiçbir şeyden habersiz;nichts sagend önemsiz, boş;nichts (anderes) als -den başka bir şey değil;nichts da! çek elini!, sakın ha!;mir nichts, dir nichts durup dururken;so gut wie nichts yok denecek kadar az;weiter nichts? hepsi bu kadar mı?;fam wie nichts çabucak, kolayca -
3 Stand
Stand m <Stands; Stände> (Halt) duruş, durma; (Standplatz) durak; (Verkaufsstand) satış tezgâhı/standı; ASTR konum; (Wasserstand usw) yükseklik, seviye; (termometrenin vs gösterdiği) değer; fig (Niveau, Höhe) düzey; (soziale Stellung) konum, mevki; (Klasse) sınıf, zümre; (Beruf) meslek; (Sport) skor, (Endstand) sonuç; (Lage) durum;auf den neuesten Stand bringen güncelleştirmek;aus dem Stand durup dururken, durduk yerden; hız almadan;der Stand der Dinge şu anki durum;der neueste Stand der Technik (Wissenschaft) tekniğin (bilimin) son vardığı nokta;einen schweren Stand haben -in durumu çok zor olmak -
4 stehen
stehen ['ʃteːən] <stand, gestanden, h> v/i durmak; (sich befinden, sein) bulunmak, olmak; (aufrecht stehen) dik durmak; (auf den Füßen stehen) ayakta durmak;stehen bleiben durmak, durup kalmak; (stagnieren) duraklamak;das kann man so nicht stehen lassen bu böylece kabul edilemez;jemanden stehen lassen b-ni bırakıp gitmek;alles stehen und liegen lassen her şeyi bırakıp gitmek;sich (D) einen Bart stehen lassen sakal bırakmak;es steht ihr ona yakışıyor;wie (viel) steht es? durum kaç kaç?;hier steht, dass burada şöyle yazılı;wo steht das? kim demiş onu?;wie steht es mit …? -e ne dersin(iz)?, … (yap)alım mı?;das Programm steht program kesinleşti;fam stehen auf (A) -in meraklısı/hayranı olmak;gut (schlecht) mit jemandem stehen -in b-le arası iyi (kötü) olmak;unter Alkohol (Drogen) stehen alkol (uyuşturucu) etkisinde olmak;zu jemandem stehen b-ne bağlı olmak, b-ni desteklemek;zu seinem Versprechen stehen verdiği söze sadık olmak;wie stehst du dazu? bu konuda tavrın ne? -
5 urplötzlich
-
6 mir
mir [mi:ɐ]sie haben \mir ein Buch geschenkt bana bir kitap armağan ettiniz;\mir gefällt das sehr gut bu benim çok hoşuma gitti;hinter/vor/unter/über \mir benim arkamda/önümde/altımda/üstümde;mit \mir benimle;ein Freund von \mir benim bir dostum;von \mir aus bana göre hava hoş;\mir nichts, dir nichts ( fig) hiç yoktan, durup dururkenich wasche \mir täglich die Haare her gün saçlarımı yıkarım -
7 Rast
См. также в других словарях:
durup durup — zf. 1) Durarak 2) Ara sıra, zaman zaman, bekleyerek Sakarya zaferi tacını giyinceye kadar durup durup dinleyecekti. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
durup dinlenmeden — zf. Arası kesilmeksizin, arka arkaya, sürekli olarak ... mektup desen değil, mektup deftere yazılmaz... Öyleyse ne yazarsın böyle durup dinlenmeden. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
durup dururken — zf. 1) Gereği veya nedeni yokken 2) Ansızın Şu durup dururken şimşek gibi çakan ağrıdan beni kurtarsınlar. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
Durup — Sp Dùrupas Ap Durup L Danija … Pasaulio vietovardžiai. Internetinė duomenų bazė
dur durak (veya dur dinlen veya dur otur) yok — durup dinlenmeden sürekli çalışmayı anlatan bir söz Gayri bana dur durak yok... Muhasebe müdürü ... çalışmamdan hoşnut değilmiş. T. Dursun K … Çağatay Osmanlı Sözlük
menzil beygiri gibi koşmak — durup dinlenmeden çalışmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
şeytan dürtmek — durup dururken uygunsuz, kötü bir davranışta bulunmak Ama çocukluk işte, şeytan dürttü, ya herrü ya merrü diyerek birden yukarı baktım. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
tuhtamak — durup dinlenmek, hayvanı durdurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
essalati — durup dururken , aniden … Beypazari ağzindan sözcükler
durmak — nsz, ur 1) Hareketsiz durumda olmak Motorlu su taşıtlarından biri de kanal rıhtımının tam bizim önümüze düşen bir noktasında demir atmış duruyordu. Y. K. Karaosmanoğlu 2) İşlemez olmak, çalışmamak Bileğimdeki saat durmuş. A. Gündüz 3) Bir yerde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Deep state — The Deep state (Turkish: derin devlet) is alleged to be a group of influential anti democratic coalitions within the Turkish political system, composed of high level elements within the intelligence services (domestic and foreign), Turkish… … Wikipedia